Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

yolunu kaybetmek

  • 1 терять

    kaybetmek,
    yitirmek
    * * *
    несов.; сов. - потеря́ть
    1) yitirmek; kaybetmek

    он уже кото́рый раз теря́ет э́тот ключ — bu anahtarı kaçtır yitiriyor

    он потеря́л удостовере́ние ли́чности — kimlik belgesini zayi etti

    как бы и э́то не потеря́ть! — bu da elden gitmesin!

    в толпе́ мы потеря́ли друг дру́га — kalabalıkta birbirimizi kaybettik

    теря́ть доро́гу — yolunu kaybetmek / şaşırmak

    2) kaybetmek; kaçırmak; olmak

    теря́ть зре́ние — göz nurunu kaybetmek

    теря́ть друзе́й — dostlarını kaybetmek

    теря́ть ме́ру — ölçüyü (elden) kaçırmak

    теря́ть контро́ль над кем-чем-л. — birinin, bir şeyin kontrolunu elinden kaçırmak

    теря́ть рабо́ту — işten olmak

    теря́ть пра́во на что-л.hakkı düşmek

    теря́ть поко́й — rahatı kaçmak

    теря́ть терпе́ние — sabrı tükenmek

    теря́ть наде́жду — umudunu yitirmek / kaybetmek / kesmek

    теря́ть го́лову — aklı başından gitmek

    мно́го теря́ешь, е́сли... —...sa kayıptasın / ziyandasın

    теря́ть си́лы — kuvvetinden kaybetmek

    теря́ть в ве́се — kilo vermek / kaybetmek

    су́дно теря́ло ско́рость / ход — gemi yol kaybediyordu

    потеря́ть в чьих-л. глаза́х — birinin gözünde itibardan düşmek

    4) kaybetmek; yitirmek

    теря́ть вре́мя — vakit / zaman kaybetmek / yitirmek

    не теря́я вре́мени — vakit kaybetmeden / geçirmeden

    не теря́й зря вре́мя — vaktini ziyan etme

    мы потеря́ли де́сять мину́т — on dakikamız ziyan oldu

    поте́ряно сто рабо́чих дней — yüz işgünü kayboldu / yitti

    на э́том де́ле он потеря́л сто рубле́й — bu işte yüz ruble zarar etti

    ••

    нам не́чего теря́ть — kaybedecek bir şeyimiz yok

    Русско-турецкий словарь > терять

  • 2 заблудиться

    yolunu kaybetmek
    * * *
    сов.
    yolunu kaybetmek / şaşırmak
    ••

    заблуди́ться в трёх со́снах — погов. düz ovada yolunu şaşırmak

    Русско-турецкий словарь > заблудиться

  • 3 lose one's way

    yolunu kaybetmek
    * * *
    (to stop knowing where one is, or in which direction one ought to be going: I lost my way through the city.) yolunu kaybetmek

    English-Turkish dictionary > lose one's way

  • 4 lose one's bearings

    yolunu kaybetmek, kaybolmak, ne yapacağını bilememek
    * * *
    (to become uncertain of one's position: He's confused me so much that I've lost my bearings completely.) yönünü şaşırmak

    English-Turkish dictionary > lose one's bearings

  • 5 verlaufen

    verlaufen*
    irr
    I vi sein
    1) ( ablaufen) geçmek, akmak, gitmek; ( Zeitraum, Untersuchung) geçmek
    2) ( Grenze, Weg) geçmek ( durch -den)
    3) ( sich verlieren) yolunu yitirmek, yolunu kaybetmek;
    sich im Wald \verlaufen ormanda yolunu kaybetmek [o yitirmek];
    die Sache ist im Sand \verlaufen ( fam) iş çıkmaza girdi
    4) ( Butter, Farbe) akmak
    II vr
    sich \verlaufen
    1) ( sich verirren) yolunu şaşırmak
    2) ( Menschenmenge) dağılmak; ( Wasser) akıp gitmek

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > verlaufen

  • 6 stray

    adj. başıboş, yolunu kaybetmiş, serseri, tek tük, rasgele, parazitli, cızırtılı
    ————————
    n. başıboş hayvan, sürüden ayrılan hayvan, kaybolmuş kimse, başıboş kimse
    ————————
    v. dolaşmak, gezinmek, başıboş dolaşmak, yolunu kaybetmek, sapmak, yoldan sapmak, ayrılmak, parazit yapmak, cızırtı yapmak
    * * *
    1. kaçak 2. yolunu kaybet (v.) 3. serseri (n.)
    * * *
    [strei] 1. verb
    (to wander, especially from the right path, place etc: The shepherd went to search for some sheep that had strayed; to stray from the point.) başıboş dolaşmak
    2. noun
    (a cat, dog etc that has strayed and has no home.) başıboş hayvan
    3. adjective
    1) (wandering or lost: stray cats and dogs.) başıboş dolaşan
    2) (occasional, or not part of a general group or tendency: The sky was clear except for one or two stray clouds.) tek tük

    English-Turkish dictionary > stray

  • 7 verirren

    verirren*
    vr
    sich \verirren yanlış yola sapmak; ( sich verlaufen) yolunu kaybetmek; ( vom rechten Weg abkommen) yolunu sapıtmak, doğru yoldan ayrılmak, kötü yola sapmak;
    eine verirrte Gewehrkugel serseri kurşun

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > verirren

  • 8 abkommen

    abkommen v/i <-ge-, sn> ayrılmak, uzaklaşmak;
    vom Kurs abkommen rotasından ayrılmak;
    fig vom Thema abkommen konuyu dağıtmak;
    vom Weg abkommen yolunu kaybetmek;
    von der Straße abkommen AUTO yoldan çıkmak;
    von einer Idee fikrini değiştirmek

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > abkommen

  • 9 verfahren

    verfahren <unreg, o -ge->
    1. v/i <sn> hareket etmek, yol/yöntem izlemek;
    verfahren mit -e muamele etmek
    2. v/t harcamak (araba kullanarak)
    3. v/r: sich verfahren <h> yolu şaşırmak, yolunu kaybetmek (arabayla)

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > verfahren

  • 10 verirren

    verirren v/r <o -ge-, h>: sich verirren yolunu kaybetmek, kaybolmak

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > verirren

  • 11 verlaufen

    verlaufen <unreg, o -ge->
    1. v/i <sn> irgendwie gitmek; (ablaufen) geçmek; (enden) sona ermek
    2. v/r: sich verlaufen <h> yolunu kaybetmek, kaybolmak

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > verlaufen

  • 12 сбиваться

    несов.; сов. - сби́ться

    га́лстук сби́лся на́бок — kravat yana kaymıştı

    сби́ться со сле́да — izi şaşırmak

    сби́ться с доро́ги — yolunu şaşırmak / kaybetmek

    сби́ться со счёта — hesabı şaşırmak

    он сби́лся и замолча́л — lafını şaşırdı, sustu

    ••

    сби́ться с пути́ — yoldan çıkmak, yolunu sapıtmak

    Русско-турецкий словарь > сбиваться

См. также в других словарях:

  • yolunu kaybetmek — hangi yoldan gideceğini bilememek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yol — is. 1) Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik 2) Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yitirmek — i 1) Ne olduğunu, nerede bulunduğunu bilememek, kaybetmek Kalemimi yitirdim. 2) Bazı nitelik veya özelliklerin yok olması durumuna uğramak, kaybetmek 3) Ölüm sonucu kaybetmek 4) Yanlış yola girmek, kaybolmak Ormanda yolunu yitirenler, yollarını… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»